Bizden Haberler

03/11/2014 tarihinde Kaçak göçmen taşırken batan tekne ile ilgili A Haber Röportajı

Avukatımız Uğur Yıldırım, Uluslararası Mülteci Hakları Derneği başkanı olarak A Haber - Ajans Gün İçi programında Banu El'in sorularını yanıtladı.

Uğur Yıldırım, göçmenlerin yaşadığı sıkıntıları dile getirdi. Türkiye'nin jeopolotik konumu nedeniyle göç yolu olarak seçildiğini belirtti.

Göç eden insanların, yaşadıkları bölgelerde çekmiş olduğu sıkıntıları vurgulayan Uğur Yıldırım,

Yapılan araştırmaların yetersiz kaldığını, bir çoğunun mültecilerin gerçek mağduriyetlerini belirtmediğini söyledi.

Mültecilerin, İnsan kaçakçılarının umut dolu vaadleri ile yaşadıkları bölgelerden kaçırıldıklarını, bir çoğunun organ mafyası gibi yaşamlarından edecek derece de mağdur olduklarını belirtti. Uluslararası Mülteci Hakları Derneği'nin yapmış olduğu basın açıklamasının başlığını dile getiren Uğur Yıldırım " Umut tarlasında ölüm biçmek başlığını kullanarak aslında mültecilerin bir tür ölüm yolculuğuna çıktıklarını söyledi.

Programın devamı için ;

http://tvarsivi.com/player.php?y=483&z=2014-11-03%2015:10:00

Uluslararası Mülteci Hakları Derneği'nin yapmış olduğu basın açıklamasının tamamı;

Umut tarlasında ömür biçmek!

Türkiye bugün, İstanbul Boğazında Facia başlıklı haber ile güne başlarken, bu haber faciaların ne ilki ne de sonu olarak kayıtlara geçti. Haberin verilişi dahi Türkiyenin göçmenlerle alakalı vaziyetini ve ölümün mümkün yaşamanın ihtimal meydana geldiği bir umut yolculuğuna çıkan göçmenlerin hazin vaziyetini gözler önüne seriyor. Yalnızca son iki günde Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri Ege Denizinde 292 kaçak göçmeni kurtarırken, 2014 senesi amaçlı Ege Denizini geçerek kanunsuz yollarla Avrupaya gitmek isteyenlerden kurtarılanların sayısı 10 bin çoktan geçti. Bu akılalmaz sayılar ve Ege Denizinde meydana iştirak eden yüzlerce faciaya karşın Türkiye, İstanbul Boğazında meydana iştirak eden facia ile kaçak göçmen sorununa uyarı kesildi.

Afrikanın Eritresinden Asyanın Myanmarına, Ortadoğunun karışık coğrafyasındaki anında her ülkesinden Kafkasyadaki Türki cumhuriyetlere civarı yüzlerce değişik ülkeden Avrupaya henüz güzel bir yaşam, iş olanağı ve can güvenliği amaçlı bilinmez bir yolculuğa çıkan binlerce göçmen kaçak sıfatını da alarak bilinmez bir yolculuğa çıkıyor, çoğu kez bu yolculuk havasız kaldıkları tır kasalarında ya da batan teknelerde ya da dahi bile atıldıkları denizde boğulmalarıyla sonuçlanıyor.

Avrupa ile Asya arasındaki bağlantısı, deniz yöntemleri ve ulaşım ağının tam ortasında yer almasıyla Ülkemiz uzunca yıllardır göçmenlerin transit ülkesi konumundaydı. Fakat Türkiyenin büyüyen ekonomisi ve bölgesindeki tek istikrarlı ülke olması onu göçmenler amaçlı bir hedef ülke haline getirmiştir. Afrika ve Asya ülkelerinden iştirak eden bu yüklü göç dalgasına Suriye savaşı ve Ortadoğudaki öbür karışıklıklar da eklenince yüklü göçle beraber Türkiye, göçmenlerin ve mültecilerin siyasi, yaşamsal ve uygun fiyat yükünü kaldıramaz duruma gelmiştir. Savaştan kaçarak Türkiyeye sığınan milyonlarca Suriyeli amaçlı işsizlik, vatansızlık ve bir bir sürü kez yardıma muhtaç durumda tutulmaları nedeniyle Türkiyede kalmak istememekte, Ülkemiz ise milyonları bulan mültecilere acil ihtiyaçların sağlanması dışında hakları teminde yetersiz kalmaktadır. Mühendislerin inşaat işçiliği yaptığı, öğretmenlerin temizlik işçisi olduğu, birden çok dil bilen eğitimli onlarcasının kamplarda zaman tükettiği Suriyeli mülteciler Afrika ve Asya ülkelerinden aynı kaderi paylaştıkları kaçak göçmenlerle Avrupa umuduyla ölüm yolculuğuna çıkmaktadır.

İstanbul Boğazında facia haberi ile bir kez henüz bütün çıplaklığıyla gözler önüne seren göçmenlik sorunu, göçmen/insan kaçakçılığı suçunun da tüm boyutlarıyla ele alınmasını gerekli kılmaktadır. Göçmenleri bir birey değil herkes on binlerce dolar eden ve denizin ortasında terk edip gidebileceği bir eşya gibi gören göçmen/insan kaçakçıları için, Suriyeli mültecilerle beraber bir sürü hatrı sayılır büyüklükte bir Pazar haline gelmiştir. Bugün İstanbul gibi hatrı sayılır büyüklükte bir metropolden bütün güvenlik tedbirlerini aşarak göçmenleri kaçak yollarla taşıyan ve ölüme sürükleyen bu suçlulara ve suçun ortaklarına karşı Devletin tüm yetkili birimlerinin acil olarak tedbir alması ve bu suç yollarının kapatılması gerekmektedir. Türkiyenin bu haberlere bir daha konu olmamasını, birey hakları ihlallerine yeni kapılar açılmamasını, farklı bir facianın henüz yaşanmamasını umut ediyoruz.

ULUSLARARASI MÜLTECİ HAKLARI DERNEĞİ